Açık Hava Müzesi: Skanzen

Açık Hava Müzesi: Skanzen

 

Hafta sonu Brno’dan misafirlerim vardı. Eh tabi herkes benim gibi gittiği yerde dizini kırıp oturmuyor; geziyor. Beyefendiler-hanfendiler de Brno’daki eğlenceli dünyalarından sıyrılıp son katıldıkları partiye müteakip önce Viyana’ya, oradan Bratislava’ya ve sonra durak olarak da Budapeşte’ye gittiler; geldiler. Brno’dan yola çıkarak Furkan’ın dolu dolu bilgilendirmesiyle geçen yolculuklarının ardında İnciSezin, Furkan, Sedat, Yavuz’la Pazar günü de Budapeşte’yi gezdik.

Bir araya gelerek BRNO yazıyorlar. Evet, onlara sorsak “BRNO” yazdılar.

~

Oradan mı başlayalım buradan mı derken saatler öğleye doğru yaklaşırken 6 kişi, arabaya doluşarak Budapeşte’nin hemen dışında yer alan, Szentendre’ye 2-3 km mesafedeki Skanzen Macar Açık Hava Köy Müzesi‘nden gezimize başladık.

~

Burası bir müze; her ne kadar müze gibi durmasa da.

Macaristan’ın çeşitli bölgelerinden toplanan ve 18. yy sonlarından 20. yy başlarına kadar geçen zaman diliminde kullanılan gerçek ev, kilise, değirmen, çiftlik, atölye gibi yapılar yerlerinden sökülerek burada aslına sadık kalınarak çeşitli “köy”ler oluşturulmuş. Sadece evler değil Macar halkının yaşamına dair de bir çok detay barındırıyor burası. Evlerin içleri yine zamanına uygun olarak dekore edilmiş.

pan_web

Burada yaşayan köylüler, çeşitli ev ve atölyelerde canlı gösterimler ve atölye çalışmaları yaparak ziyaretçilerin dolu dolu bir gezinti geçirmelerine yardımcı oluyorlar. Nasıl örgü örüleceği, yemek pişirileceği, tarihi aletlerle nasıl demir ve tahta işçiliği yapılacağını görerek öğrenmek mümkün. Müze merkezinde yer alan değirmen ve değirmenin hemen yanındaki hayvan çiftliği de özellikle çocukların için keyifli zaman geçirmelerini sağlıyor.

1974 yılında hayata geçirilen bu canlı müzede, Skanzen’de, Macar köy hayatı yeniden canlandırılıyor.

~

Ulaşım

Skanzen’e ulaşmak için bir çok alternatif yol mevcut. Bizim gibi Budapeşte’den özel aracınızla gidebilirsiniz. Özel araç yoksa, Budapeşte’den önce banliyö trenleri ile Szentendre’ye oradan da otobüslerle Skanzen’e ulaşabilmek yine mümkün. Veya direkt olarak Budapeşte’den Skanzen’e giden Volanbusz otobüslerini kullanabilirsiniz. Budapeşte’den kalkan direkt otobüsler 1000 HUF (8 TL, Normal) – 700 HUF (5 TL, Öğrenci) gidiş-dönüş fiyatları ile oldukça ekonomik bir ulaşım sağlıyor.

~

Bilet

Tahmin edebileceğiniz üzere müzeye giriş ücretli. Normal ziyaretçi ücreti 1700 HUF (13 TL). Eğer öğrenci iseniz kimliğinizle birlikte (ISIC’i kullanabilirsiniz) 850 HUF (6,5 TL) ödeyerek yarı fiyatına müzeyi gezebilirsiniz. Bunların dışında yine çeşitli kartlara farklı indirimler sağlanıyor. Bu indirimleri müzenin web sayfasından öğrenmek mümkün.

~

Müzeye ulaştıktan sonra yapacağınız üç şey var:

Bilet almak üzere kuyruğa giriyorsunuz. Evet oldukça uzun bir kuyruk var.
Paranızı ödeyerek biletinizi alıyorsunuz.
Ve içeriye girmeden hemen önce, bilet gişesinin yanındaki danışmadan gayet güzel hazırlanmış haritanızı alıyorsunuz.

~

Elinizdeki harita oldukça detaylı hazırlanmış vaziyette. Nerede ne bulacağınızı haritadan görebiliyorsunuz. Müze 60 hektarlık bir alan üzerinde kurulmuş ve bünyesinde evlerden çiftliklere, dikim hanelerden, fırınlara, değirmenlerden kiliselere kadar birbirinden farklı, 100-200 yıllık geçmişe sahip 312 adet yapı barındırıyor.

Müze içerisindeki yapılar gruplandırılarak 8 farklı coğrafi bölgeye ayrılmış. Haritadan bulunduğunuz yeri ve yapıların adını öğrenebiliyorsunuz. Harita dışında her yapının girişinde de yapı ile ilgili bilgilerin “Macarca, İngilizce ve Almanca” yazılı olduğu bir tabela mevcut. Gönül isterdi ki Szentendre’deki gibi interaktif bir gezi olanağı sunsunlar.

3 IMG 8413

~

Görme engelliler için de özel alfabeye sahip kabartmalı haritalar her bölgenin girişinde bulunuyor ve ilgili bölgeyi tanıtıyor.

4 IMG 8494

~

Müze içerisinde yolunuzu kaybetmemeniz için, diyorum ya, her şey düşünülmüş. Bölümler arası geçişlerde tabelalarla yönünüzü kolaylıkla bulabilirsiniz. Biz, Furkan gibi bir rehbere sahip olduğumuzdan dolayı bir problem yaşamadık gerçi. Ama yine de bizim kadar şanslı olmayanlar vardır; bu tabelaları kullanabilirler.

5 IMG 8534~

Müzeyi, bizim yaptığımız gibi yürüyerek dolaşabilirsiniz. Tembellik ağır basıyorsa veya aceleniz varsa hemen müze girişinden kalkıp tüm müzeyi dolaşan treni de 500 HUF (4 TL) gibi bir ücretini ödeyerek kullanabilirsiniz. Tren’e ek olarak bisiklet veya at arabası gibi farklı araçlarla da gezmeniz mümkün.

6 IMG 8412

~

Eğer dilerseniz “Macarca, İngilizce, Almanca, Japonca, Fransızca ve Macarca ve/veya Uluslararası İşaret Dili”nde özel rehberli turlara da katılabilirsiniz. Detayları yine müzenin web sayfasında bulabilmek mümkün.

~

Karnınız açsa veya acıkırsa müze giriş/çıkışında yararlanabileceğiniz kafeterya/restaurantlar var. Ve hatta müze içerisinde yer alan 1947 yılına tarihlenmiş fırın binasında yapılan sıcak çöreklerden alarak da karnınızı doyurabilmeniz mümkün.

7 IMG 8414

~

Ve son olarak da tabii ki müzelerin olmazsa olmazları hediyelik eşya dükkanı. Müzeden çıkarken dükkana uğrayıp bir şeyler alabilmeniz mümkün. Ben adet olduğu üzere iki adet kartpostal kapıverdim kendime.

~

Müze, sadece gezilip görülesi bir yer olarak değil aynı zamanda bir yaşam alanı olarak da kullanılıyor. Geniş düzlüklerde, ağaç altlarında, çeşme başlarında oturabilir, piknik yapabilir, eğlenebilirsiniz.

8 IMG 8393

9 IMG 8457

Misal, keyif kesinlikle bu ailedeydi. Sermişler bezi yere, getirmişler evden mis gibi yemeklerini müzenin ortasında piknik yapıyorlardı.

16 IMG 8483

~

Şimdi. Ne diyorduk?

~

Evler…

Çeşitli dönemlere tarihlenmiş birbirinden farklı, içine girip gezebileceğiniz ev var.

Sükösd’ten getirtilmiş, 1886 yılına tarihlenmiş bir ev.
Hajdúbagos’tan getirtilmiş, duvarları çamur-saman karışımından yapılmış, 1853 yılına tarihlenmiş bir başka ev.

13 IMG 8475

14 IMG 8519

15 IMG 8560~

Tüm evlerin içleri de orijinallerine sadık kalınarak düzenlemiş.

Ev 1

Ev 2

Ev 3

Ev 4

Ev 5

Ev 6

Ev 7

Ev 8

Macaristan’da tarihler yıl ile başlar. Bardaklar 1986 yılından. 27 Ekim 1986.

Ev 9

~

Farklı dönemlere ait çeşitli kiliseler de bulunuyor.

17 IMG 8558

19 IMG 8546

18 IMG 8551

20 IMG 8544

21 IMG 8492

Baranya’dan getirtilmiş. Üzerindeki çanın ağırlığı yaklaşık 30 kg.
Lendvadedes’ten getirtilmiş, 19. yüzyılın ikinci yarısında, 1954 yılında yerel bir ahşap ustası tarafından oyulmuş çarmıh.

~

Dedik ya müze, yaşayan bir müze. İçerisinde yer alan çiftlikte, biz oradayken koyun kırpıyorlardı mesela.

24 IMG 8428

24 IMG 8433

26 IMG 8453

25 IMG 8438

27 IMG 8460

37 IMG 8542

~

Köy hayatına uyum sağlamaya çalışanlar da vardı elbette.

Bu küçük afacan kız bayağı bayağı kendi başına tırmandı korkuluğa.
Halis muhlis keçi sakalı 🙂

34 IMG 8434

~

Merkezde yer alan değirmende ise bir amca tüm ziyaretçilere detaylı olarak değirmenin çalışma prensibini anlatıyor. Tüm evlerin içinde bu şekilde size yardımcı olmaya ve detaylı olarak bilgi vermeye hazır insanlar var.

28 IMG 8419

29 IMG 8422

Elindeki sopayla pek tehditkar duruyor. Sadece Macarca anlatıyor. Öyle bir anlatım tekniği var ki öylece çıkıp gidemiyorsunuz. Bir süre çıtımız çıkmadan bizi azat etmesini bekledik. Sonra Yavuz hamle yaptı da kendimizi kurtardık.

31 IMG 8425

~

Nagybajcs’den getirtilmiş, kadınların ekmek ve tart yapmak için toprak fırınlar.

~

Skanzen Amfitiyatrosu

~

Evlerde de çeşitli etkinlikler yapılıyordu. Misal teyze kurabiye yapıyordu. Evin içine girdiğinizde dört bir taraftan mis gibi kurabiyelerin kokusunu alıyorsunuz.
Kurabiye deyip geçmemek lazım. Zira dikkatli bakıldığında üzerine işlemeler, detaylar dikkat çekici.

~

Rehberimiz Furkan’dı. Elindeki haritayla müzede adım atılmadık yer bırakmadı. Tüm binaları tek tek gezdirip listesinde işaretledi. Biz de elimizden geldiğince gezi esnasında nizamı bozmamaya gayret ettik.
Şöyle hızlıca bir dolaşır çıkarız diye girdiğimiz müzeden 3 saatin sonunda yalvarışlarla ayrıldık. Sağolsun Furkan da bizlere acıdı, son bölümü hızlı geçerek bizi azat etti.

~

Nitekim daha gidecek çok yer vardı. Hani günün yarısı bitmişti ve daha Budapeşte’yi gezmeye başlamamıştık. Buradan çıkıp Szentendre’ye gittik. Hızlıca caddeleri dolaştıktan sonra bir Lángos’cunun önünde sıramızın gelmesini bekledik bir şeyler yiyebilmek için. Burada geçirdiğimiz zamanın neredeyse tamamı kuyrukta geçtik. Lángos’ları alıp hızlıca arabaya döndük. Döndüğümüzde park görevlisini arabanın fotoğrafını çekerken yakaladık. 200 HUF (1,5 TL) ile kurtarıp soluğu Budapeşte’de aldık.

Bundan sonrası ise rutin şehir gezisi.

Önce Şehir Parkı’na gidip Kum Saati‘ni ve 1956 Devrim Anıtı‘nı gördük.
Ve sonra hemen yanı başındaki Kahramanlar Meydanı’na uğradık. Fotoğraftaki derinlik dikkatinizden kaçmamıştır eminim; di mi?
Şehir Parkı’nın içindeki Vajdahunyad Kalesi‘ne de uğradık ki eksik kalmasın.
Károlyi Sándor’la omuz omuza.
Ve hava kararırken de son olarak Citadella’ya çıktık.

~

Kaç zamandan sonra böyle neşeli bir kalabalık insan topluluğuyla bir arada olunca bu son fotoğrafları da paylaşmadan edemedim. Yine beklerim. Zira daha göstermediğim yerler vardı. Valla bak!

47 IMG 8603

1 Comment

  1. Anlatım, bilgi ve fotoğraflar için çok teşekkürler. 🙂 Eğer bi gün Macaristan’a gidersem buraya da yolum düşecektir, eminim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir