Váci utca’nın Cadalozları

Váci utca’nın Cadalozları

 

Váci utca Budapeşte’nin en ünlü caddelerinden biri.

Bir ucu Fővám tér’e diğer ucu ise Vörösmarty tér’e çıkan yaklaşık 1.5 km’lik, turistlerin şehre geldikleri an soluklarını aldığı bir cadde. Cadde boyunca sağlı sollu sayısız alışveriş yeri, restaurant, bar sizi bekliyor. Aklınıza gelebilecek her türden hediyelik eşyayı bulabileceğiniz hediyelik eşya dükkanlarının yanı sıra yöresel lezzetlerden dünya mutfaklarına kadar çok geniş bir servis olanağına sahip onlarca restaurant da caddeden geçen turistleri kendilerine çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Bu kalabalık turist topluluğundan tek faydalanmak isteyenler sadece iş/yemek yerleri değil elbette. Pastadan kendi payına düşeni almak isteyen bir kesim daha Váci utca’yı mesken tutmuş vaziyette.

~

Budapeşte’ye gelmeden önce hakkında bazı yazılar okurken şurada bir yazıya denk gelmiştim. Diyordu ki, bu Váci utca’da kızlar dolaşıyor. Yanınıza gelip etrafı bilmediklerini söyleyip sizle sohbete başlıyorlar. Sonra sizi bir bara davet ediyorlar. Güzelce yiyip içtikten sonra olması gerekenin 10 katı kadar bir hesaba mahkum edilerek mekandan ayrılıyorsunuz. Türkiye’de de benzerleri durumlarla, farklı formatlarda karşılaşıyoruz.

~

Anlatılanlardan kolay kolay ders almayız. İlla ki tam olarak inanmamız için yaşamamız gerekiyor. Buraya geldiğimde konuştuğum bir kaç arkadaş da başlarına benzer şeylerin geldiğinden dem vurmuştu. “Ha evet, olabilir, duymuştum.” diyerek geçiştirmiştim. Nitekim geleli neredeyse 2 ay oluyordu ve ben fotoğraf çekmek, bir kaç bir şey satın almak için Váci utca’da çok dolaşmıştım ama ne gelen vardı ne de giden.

Beni niye durdurmamışlardı? Yoksa beni beğenmiyorlar mıydı?

~

Geçtiğimiz günlerde, yine bir kaç bir şey almak için Váci utca’ya gitmiştim. Alacaklarımı almış, hızlı hızlı geri dönüyordum. Zira yetişmem gereken bir yer vardı. Tam sokağın sonunda, Vörösmarty Square’e dönerken iki kız yolumu kesti. Şükürler olsun!

Yolumu kestiler derken de abartmıyorum, bildiğin önüme atladılar. Şimdi adını hatırlayamadığım “Becky’s Pub” mı ne öyle bir yeri sordular. Benim gibi pırıl pırıl bir insanın böyle bir bilgiye sahip olmadığından yardımcı olamayacağımı söyleyip tam gitmek üzere hamle yapıyordum ki sohbete kaldığımız yerden bu sefer “Peki nerede bar bulabiliriz?” sorusuyla devam ettik. Tam olarak “Bacım. Budapeşte’ye gelmişsin. Şehrin en piyasa caddesindesin. Ulan burada da bar bulamayacaksan eğer zaten hiç bir yerde de bulamazsın.” cümlesini İngilizce nasıl ifade ederim diye düşünüverirken “Bu caddeyi takip edin sağda solda mutlaka görürsünüz.” minvalinde bir şeyler geveleyip yeniden yoluma gitmek üzere hamle yapmaya çalışırken, bu sefer de konuşmamız “Şehre yeni mi geldin? Nereden geldin?” ile devam etti. Normalde nazik bir insan değilimdir ama sırf kibarlık olsun diye cevap verip ben de nereli olduklarını sordum. Hanfendiler Macar’mış ama başka şehirden gelmişler. Karşılıklı jestleşmelerimiz sona erdikten sonra aceleyle uzaklaştım yanlarından.

İnanmıyorsunuz belki ama cidden acelem vardı. Yoksa mühendislik geçmişi olan bir insan olarak seve seve sohbet etmez olur muyum? Hiç bir centilmene kızları sokağın ortasında bir başlarına bırakmak yakışır mı?!

Nefes mi alıyor?

~

Yanlarından ayrıldıktan sonra yavaş yavaş aydınlanmaya başladım. Tabii ya! Bunlar o meşhur kızlardı; en azından kızların bazılarıydı. Bana yaklaşmaları, ısrarları, “E hadi bara o zaman.” olayları. Şaka maka cidden böyle yol kesiyorlarmış.

Budapest Scam

~

Bu olayın üzerinden 1 hafta geçmeden bu sefer arkadaşlarla yürürken farklı iki kız yine benzer şekilde yaklaştı. Belli ki yazın –ve bununla birlikte turistlerin– gelmesini bekliyorlarmış.

~

Yazıyı yazmadan önce şöyle ne var ne yok diye bakarken bu olayın çok bilindik bir olay olduğunu, benzer durumla çok kişinin karşılaştığını gördüm. Hatta öyle bir noktaya gelmiş ki Amerika’nın Macar Büyükelçiliği web sayfasında bununla ilgili özel bir bölüm bile açmış ve ilgili barların listesini yayınlamış.

Demem o ki beyler! Bir gün olur da Váci utca’da dolaşırken karşınıza iki tane kız çıkarsa ve bir bara doğru gittiğinizi farkederseniz bu yazıyı hatırlayın. Ya hemen oracık aydınlanıp arkanızı dönün, gidin ya da dalga geçmek için aklınıza güzel bir şey gelirse onlar sizle oynamadan siz onlarla oynayın. Lakin unutmayın ki o bardan içeri bir kez girdiniz mi çıkışınız yok. Zira “Yanımda da hiç para yok ya. Durun ben gidip bankamatikten para çekeyim.” vb. yöntemleri deneyenler başarısız olmuşlar.

Ve ayrıca buradan tezgahı düzenleyenlere sesleniyorum. Kızları da değiştirsek ne güzel olur? Eminim ki reddedilmesi daha zor kızlar da bulabilirsiniz. Bir iş yapıyorsunuz bari bırakın iki güzel vakit geçirelim.

~

Konu dışı olarak bir çift lafım da Váci utca’da el ilanı dağıtanlara.

Sizin derdiniz nedir hele bir anlatsanıza bana!

İnsanlara bakıp, değerlendirip el ilanı verip/vermemek de nedir? Kendimi bir haltmış gibi hissetiğim andır o “Hayır, teşekkürler istemiyorum.” anı; o reddetme anı. Bunu elimden almayın lütfen. Hemen önümde yürüyenlere el ilanını verip de ben yanınızdan geçerken ve “Noolursun bana da ver!” dercesine, yalvarırcasına gözlerinizin içine bakarken beni oracıkta göz ucuyla yargılayıp el ilanı vermemek de nedir?! Zaten içinde ne yazdığını anlamayacağım, muhtemelen okumadan az ilerideki çöpe atacağım. Ama olsun dışlanmak istemiyorum ben. O ne olduğu konusunda hiç bir fikrimin olmadığı ve kesinlikle ilgilenmediğim el ilanını istiyorum!

2 Comments

  1. Naile

    Bu yazıyı okurken çok eğlendim doğrusu, birkaç gün sonra eşim önde ben arkada dolaşarak kızlar üzerinde ki cazibesini test etmek istiyorum 🙂

    • Murat Eray KORKMAZ

      Dikkat edin kaptırmayın ama eşinizi 🙂 Sonuçları biz de merakla bekliyoruz 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir