Boş Kutu Biriktirme Sendromu

Dispozofobi.

Daha anlaşılır haliyle Biriktirme Hastalığı. Literatürde, eşyaların değersiz, tehlikeli veya sağlıksız olmalarına rağmen atılmaması, aşırı derecede biriktirilmesi olarak tanımlanmış. Hani o televizyonlarda gördüğümüz çöp evlerle, o evlerin sahiplerinin durumu ile karıştırmasın ama. Onların durumu, ayrı bir sendrom, Messie Sendromu.

Gel gelelim benim durumum daha masumu, her ikisi kadar ciddi değil. Sadece atamıyorum. Hayır hasta falan değilim, sadece kıyamıyorum; onların hepsi benim yavrularım!

Hangimiz yeni aldığı bir elektronik eşyanın kutusunu parçalayarak açmıştır ki? Can‘ın da ifade ettiği gibi “Gerçek bir ahir zaman ayini. Unboxing!” Zaten bu kutu açılımları o kadar önemsiz, alelade şeyler olsaydı internette binlerce video dolaşmazdı di mi? Demek ki gerçekten bu kutuları özel kılan bir şeyler var!

Peki bin bir özenle açıp, sahip olduğu hazineyi içinden çıkarıp kullanmaya başladıktan sonra kutuları ne yapıyoruz, ne yapmalıyız? Sanırım asıl olay bundan sonra başlıyor.

Başlarda özene bezene sakladığımız kutular bir süre sonra birikerek içinden çıkılmaz bir yığın halini alabiliyor. Ailesiyle kalanlar anne ile, evli olanlarsa eşleriyle kutuların saklanması için mücadele veriyor.

Kutu Arşivim

Budapeşte’den döndükten sonra yaz/kış yılda iki kere çekmeceleri/dolapları temizleme işini yeniden tekrarladım. Aslında temizleme niyetiyle başlayıp genelde sadece düzenleme şeklinde tamamlanan bir süreç oluyor benim için. Her elime “Bunu atarım!” diye aldığım bir şey için kendimi “Ya ama bak şöyle şöyle bir durum olursa kesin lazım olur, dursun!” derken buluyorum. Ve sonra yerini değiştirip başka bir yerde stoklamaya devam ediyorum. Ve genelde de bir sonraki temizlik döneminde elime alana kadar da hiç ihtiyaç duymuyorum; şu ana kadar lazım olur bu dediğim hiç bir şey lazım olmadı!

Bu insanlar bu kutularla ne yapıyor, nasıl başediyorlar diye internette gezinirken bir yazıya denk geldim. Çok sade bir anlatımla 4 maddede bu kutularla neler yapılır, neler yapılması gerekir özetlemişler.

~

1. Aldığınız ürünü sonradan satmayı planlıyor musunuz?

Bizler de ikinci el ürünler alıyoruz. Kabul etmek gerekir ki genel olarak orijinal kutusunda satılan ürünleri tercih ederiz. Hatta öyle ki zaman zaman 3-5 kuruş fazla vereyim ama kutusunda olsun deriz. O yüzden eğer ki yarın öbür gün ben bunu satarım gibi bir düşünce varsa aklımızda, kutularını saklamak hem nispeten yüksek fiyattan satmamıza hem de daha kolay satmamıza (evet, kutusuz ürünlere talep nispeten daha az olabiliyor) yardımcı olur.

  1. Kutuyla taşıması daha kolay olur mu?

Bu özellikle TV, Monitor vb. biraz daha büyük eşyaların kutuları için geçerli bir durum. Eğer ki yakın zamanda taşınma ihtimaliniz varsa veya ilgili cihazı bir yerden bir yere taşımanız gerekirse ve kutuyla daha rahat yapılabilecek bir cihazsa, kutularınızı saklamakta fayda var.

  1. Kutularınızı saklayabileceğiniz alanınızın büyüklüğü ne kadar?

Öyle bir an geliyor ki “Ne ara bu kadar birikti bunlar?” diyebiliyorsunuz. Telefon kutusuyla, modem kutusuydu derken arkanızı dönüp bir baktığınızda yerden tavana kadar yükselen, dolapları tıka basa doldurmuş yığınlarla karşılaşabilmek mümkün. Bu yüzden kutuları saklayabileceğiniz alanı göz önünde bulundurarak bir saklanacaklar planlaması yapmak daha mantıklı. Zaten bir noktadan sonra kontrol sizden çıkıyor ve annenizin/eşinizin insafına kalıyor. Bir gün ansızın tüm yığınların temizlendiğine de şahit olabilirsiniz 🙂

Kutu Arşivi

  1. Kutuları başka bir amaçla kullanabilir misiniz?

Biraz hayalgücü, biraz da internetteki bir çok Kendin Yap (DIY) sitesinden göreceğiniz çeşitli projelerle elinizdeki kutuları farklı amaçlar için de kullanabilirsiniz. Farklı kutular farklı içerik/tasarımlarla geliyor. Hiç bir ek uğraş göstermeden çok güzel masa/çekmece düzenleyicileri, evcil haycanlar için yatak, çocuğunun için oyun amaçlı, mumluklar ve hatta çicekleriniz için saksılık olarak kullanabilirsiniz. Tamamen sizin yaratıcılığınıza kalmış bir şey.

Kendin Yap

Bu 4 ana madde dışında kutuları saklamak için en önemli nedenlerin biri de garanti durumları olsa gerek. Günümüzde garanti kapsamında ürün değişimi veya ürün iadeleri için orijinal kutuları (orijinalliği bozulmadan) da istiyorlar. Bazı ürünlerin kutularını sırf bu yüzden bile saklamak lazım.

Unutmayın ki aldığınız ürünü hiç bir açıklama yapmadan 7 gün içerisinde koşulsuz iade etme hakkınız var. Bu yüzden kutuları açarken mutlaka dikkatli olun, her ihtimale karşı parçalar gibi açmayın. 7 günden sonraki süreçte garanti durumunu ve yukarıdaki maddeleri göz önünde bulundurarak ya kutuları saklayın veya bir şekilde değerlendirin.

Aksi halde –yeniden hatırlatmakta fayda var– eşiniz ve/veya anneniz sizin için bir şekilde değerlendireceklerdir 🙂

~

Peki ya siz? Aldığınız bir (elektronik) eşyanın kutusunu ne yapıyorsunuz? Saklıyor musunuz, atıyor musunuz yoksa başka bir amaç için kullanıyor musunuz?

Murat Eray KORKMAZ

Yer içer, gezer tozar, okur yazar. Biriktirir. #kitapmeraki #saatmeraki #kalemmeraki.

3 Replies to “Boş Kutu Biriktirme Sendromu

  1. Bir ara bende de mevcuttu bu durum, ancak evlendikten sonra evdeki yer azalınca eş baskısı ile birlikte vazgeçmek zorunda kalıyorsunuz. Şu bir gerçek ki early 2008 İmac kutusunu hala saklarım. İlk günkü gibi sapasağlam duruyor. Bu arada benim de bir kişisel bloğum var, henüz çok yeni olsa da ziyaretinizi beklerim. http://muratyazici.com.tr/

  2. Durustce soylemek gerekirse, kutulari en fazla 1 ay sakliyorum. o da geri iade yapma durumu soz konusu oldugunda kullanmak uzere. Bu yaziyi okuyunca hatirladim. 2 tane iphone kutusu var evde.hatta her sabah uykulu gozlerle goruyorum ama nerdeyse 2 yil olacak halen daha atmadim. Bugun eve gidince atayim. Gerci bircok kisi satiyormus. Hic ugrasamam.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir