Gözüm(üz) Doymalı

Masaya oturduğumuzda ilk kurduğum(uz) cümle buydu.

“Kesin olan bir şey var ki karnımızın doyması için önce gözümüzün doyması lazım.”

~

Güloğlu…

Trabzon’un tam göbeğinden. Trabzon’a gelip de adını duymasanız bile önünden bilip bilmeden geçmişsinizdir, ben de geçtim. Evet biliyordum. Baklavalarıyla meşhurdur kendileri ki her geçişte gözünüzü alır vitrinde sıra sıra dizilmiş çeşitleriyle baklavalar. Ama konumuz şimdi bu değil.

Daha önce benzer bir tecrübem olmuştu. Başlangıçtaki beklentilerim benzerdi fakat bu kadar keyifli bitmemişti.

~

Vali kebabi diye birsey vardir. Yemek yemeyi seven herkes adini mutlaka duymus, tadina da bakmistir; sanirim. Gunlerden bir gun hele bi sunun tadina biz de bakalim diyerekten Ahmet Usta’ya gittigimizde siparisi verdik. Sonuc ? Husran… Bos bir tabak, icine ozensizce yerlestirilmis cesitli et/tavuk turleri. E hani yeşilliği ? Sonradan hazirlanmis domates, salatalik, marulun rastgele dograndigi bir salata? O gunden sonra sonra anli sanli bir yemekten umudu kesmistim.

Derken bir gun Huseyin cikageldi. Yaptigimiz en guzel sey yemek yerken bir sonraki yemegi nerede ne sekilde yesek diye konusmak. O gun de iskender yerken konu nereden geldiyse Guloglu’nun tepside gelen kebabina geldi konu. Anlata anlata bitiremedi, yetmedi fotografini gonderdi. Gercekten insani ceken bir goruntusu vardi. Gerci gecen seferki tecrubeden sonra artik goruntu cok da bir anlam ifade etmiyor gercege donusmedikten sonra.

Gectigimiz Cumartesi gitti. Cocuklari Aladaglara ugurladiktan sonra Guloglu’na gittik. Isteklerimizi detayli ve kesin bir sekilde belirttik. Oncelikle gozumuzun doymasi lazim. Sonra karnimiz doyacak. Gozumuzun doymasi da sadece coklukla degil biraz da gorsellikle alakali. O yuzden oyle etleri, tavuklari, kebaplari tepsiye koyup getirmeyin duzgun birseyler olsun seklinde isteklerimiz devam ederken zaten garson bizi durdurup merak etme abi fotografta ne goruyosan daha iyi gelecek sekilde kanimiza girdi. Biz 3 kisilik olsun, garson abi o size fazla gelir ben 2 kisilik yapayim kavgasinin sonucunda orta yolu bulup 2,5 kisilik ortaya tepsiy gelecek sekilde siparisimizi verdik. Cok gecmeden geldi! Iste buydu. Yillardir uzaklarda aradigim, Tokat kebabidir, orada yiyebilirsin dedikleri “sey” tam olarak onumdeydi.

Bildiginiz buyukce bir tepsi. Yanlari itinayla marul/domates/salatalik uclusuyle suslenmis. Tepsinin zemini elde yapilmis pideyle kaplanmis. Tepsinin bir kosesinde bulgur pilavi diger kosesinde ise pirinc pilavi. Ince dogranmis marullar, soganlardan olusan cesitli salatalar, domates dilimleri, biber parcalariyla birlikte yesillik ve tabiki asil lezzetli bolum: Adana, kusbasi et, kusbasi tavuk, tavuk but, tavuk kanat, -her ne kadar ben yemesem de yiyen icin- mantar ve peynirli mantar. Ustune de maydonoz parcaciklari serpistirilmis. E daha ne olsun diyenleri duyar gibiyim. Kucuk lokmalik sekilde, orjinali gibi yuvarlak olarak hazirlanmis minik lahmacunlar. Ayrica dileyenlere patlican kozlemesi de var. Goruntu olarak fazlasiyla doyurmustu gozumuzu. Yemeye baslamadan sadece bakarak bile insani mutlu ediyordu tepsi o haliyle. Hani yemeden, yemis kadar olmak dedikleri olgu o an orada gerceklesti. Tabi olgu, dolgu, gorgu ruhu doyuruyor; karni degil. Ehh ruhumuz doydu hadi sira karnimizda diyerek yavas ama emin lokmalarla tepsinin altindan girip ustunden ciktik. Adamlar yapmis valla!

Son cumleyi bir kez daha kurduk masadan kalkmadan once. Ehh yemeyi yedik. Guloglu dedigin yer de tatlisiyla, baklavasiyla meshur degil mi? O halde hazir isinmisken sogumadan devam edelim diyerekten ortaya yarim kilo karisik baklava soyledik. Ve bitiminde ayni ses bu sefer mideden yukariya, yemek borusundan yankilanarak geldi: “Adamlar yapmis valla!”

Baslangic ve bitisin fotograflari var. Gonul isterdi ki ara bolumlerin de olsun ama insan mesgul olunca, her iki eli de dolu olunca bir yere kadar ani dondurabiliyor. Zaten onemli olan da ani dondurmak degil, karni doyurmak degil midir ki?

Yemeğin Başlangıcı
Her şey böyle başladı…
Ve böyle sona erdi.
Ve böyle sona erdi.

Murat Eray KORKMAZ

Yer içer, gezer tozar, okur yazar. Biriktirir. #kitapmeraki #saatmeraki #kalemmeraki.

3 Replies to “Gözüm(üz) Doymalı

  1. Upsssss!!!
    Sözün bittiği yer.. 😀 Yahu dört sene önünden geçtiğim yerde böyle bir lezzetin olduğunu bilmemek büyük kayıp..Neyse Trabzon’a geldiğimde aynı tepsiden bende yiyecem o derece güzel görünüyor..Düşün bi de bunu ben söylüyorum… 😛

  2. Düşündümde eksik yorum olmuş.. 😛

    Murat başlangıcı geçelim hadi ama bitişte o masanın hizasındaki kocaman kütle gözümden kaçmadı değil..Ha dersen ki o zaten kocamandı bende ”Eee tabi insanın kendini bilmesi güzel bir şey :nanik: ” derim.. 😛

    Saygılar efenim.. 😛

  3. murat sana içimden derin bir “oooohaaa” demek geliyor ama bu sefer “ara fasıllarda da bişey yemiştir bu kesin” diyen başka bir ses gelince tümden susuyorum.. ne diyim insanın böyle herşeyi içine dolduran bi midesi olunca “Allah başka dert vermesin” diyorum 😀 o kadar…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir