Düğün Yemeği

Yazı başlığının “Düğün Yemeği” olmasına aldanmayın. Her ne kadar gezi bünyesinde hem düğün (nikah) hem de yemek barındıryor olsa da konumuz elbette ki yemek.

~

Hafta sonu Ağrı’dan Hüseyin gelmişti. Malum yeni sloganımız da “Hadi gidelim!“. Hal böyle olunca “Cumartesi günü Cihad’ın nikahı var, hadi gidelim!” diyerekten sabah 9 gibi İnci ve Merve’nin de katılımıyla yola çıktık.

İlk durağımız Giresun’un Espiye ilçesindeki pidecimiz, Kukul Pide oldu. Ne zaman ki yolumuz buradan geçer muhakkak bir durup o anki duruma göre bir veya bir buçuk pidemizi yeriz. Espiye’nin çıkışındaki (Trabzon > Giresun yönünde) yerine gittiğimizde oradaki şubelerini kapattığını öğrendik Kukul Pide’nin. Artık sadece Espiye’nin girişinde açtıkları yeni yerlerinde hizmet veriyorlarmış.

Geriye döndük, masamıza kurulup siparişlerimizi verdik. Bir vakit sonra önce Emrah bize katıldı ve sonra da çıtır çıtır pidelerimiz.

Giresun’un en eski pidecilerinden Kukul Pide’nin yeni yeri.
İştah açıcı olarak pideler öncesi masaya gelen turşu tabağı. Her biri birbirinden lezzetli domates, salatalık, lahana, biber turşuları.
Ve yanında görünüşüyle gayet cezbedici duran yöresel bir yemek de olan taze fasulye diblesi tabağı.
Masaya gelen bu tür mezelerin kötü tarafı insan kendini frenleyemeyince ana yemek öncesi doyma tehlikesi geçirebiliyor.
Ve son olarak masayı şenlendiren çıtır çıtır, incecik hamuruyla bi’ buçuk karışık pidemiz!
Dilediğiniz gibi karıştırabilmeniz mümkün: Peynir, sucuk, pastırma, kavurma; ve üzerine yumurta. Ne şekilde karıştıracağınız size kalmış.
Yemeğin üzerine bastıran tatlı ihtiyacımızı da fırından yeni çıkan sıcacık künefe ile giderdik.
Hakkını yemeyelim. Nice muadiline göre çok daha lezzetliydi. Tam kıvamında pişmiş, şerbeti de ayarındaydı.

~

Kahvaltı adı altında yemeklerimizi yedikten sonra Ordu’ya gitmek üzere yeniden yola çıktık. Sabahtan beri kapalı havada, yer yer yağmur altında yaptığımız yolculuk, Ordu’ya varınca da yakamızı bırakmayan ve hatta artan yağmurla devam etti. Sanırım hava bizi bekliyordu; yağmak için.

Ordu’nun girişinde, Ayışığı Düğün Salonu’nda yapılacak nikah için salona gittik. Gelin ve damadımız biraz nazlı çıktı. 1 saat kadar sonra salona geldiler. Belediye başkanı nikahlarını kıydı, bizler alkışladık ve onlar erdi muradına hadi biz gidelim tostçuya diyerek vedalaşıp ayrıldık.

Yemekli turumuzun sebepleri. Bir ömür boyu mutlu/sağlıklı her daim bol kahkahalı anlar geçirirler inşallah.

~

Nikah işini de aradan çıkardıktan sonra yeniden gerçek dünyaya dönme vakti gelmişti. Bu esnada bize katılan Özge’nin de önerisiyle teleferiğe binmeye karar verdik. Sağnak yağmur altında ıslanarak hemen düğün salonunun yanındaki teleferiğe –sırılsıklam bir vaziyette– ulaştık. Oradan teleferiğe binip hızlıca Boztepe’ye çıkıp, teleferikten hiç inmeden geriye döndük. Zaten hava berbattı, bir de biz daha berbat olmayalım dedik.

[box type=”info”] Ordu’ya gittiğinizde eğer zamanınız varsa 5-10 dakikanızı ayırıp teleferiğe mutlaka binin. Hele ki hava da güzelse Boztepe’de inip Ordu’ya tepeden bir bakın ve hatta o manzaraya karşı bir bardak çay/kahve için.

Gidiş-Dönüş Teleferik Ücreti

> Hafta için: 5 TL

> Hafta sonu: 6 TL

[/box]

Yağmur yağıyooor, seller akıyooor, İnci kızı camdan bakıyoor!

~

Ve gelgelelim asıl meseleye!

Kimisi yemeği doymak için yer. Ben kesinlikle bu gruba girmiyorum, tamam peki biraz giriyorum. Ama yine de kesinlikle zorunluluktan değil, keyiften yiyorum ben. Doyuruculuğu/lezzeti yemeğin güzelliğini tanımlarken sadece bir etkendir bence. Kokusu, görüntüsünün yanında sunumu da önemli bir etken. Hatta tadına, kokusuna gelene kadar sunumu ve görüntüsü ilk etki konusundaki en önemli etken.

O yüzden vakti zamanında Özge’nin paylaştığı fotoğrafı görür görmez notumu almış, “Buraya mutlaka gideceğim, o kasada bir şeyler yiyeceğim.” demiştim.

Yakın bir zamanda yemek yediğimizden çok da aç sayılmazdık. Özge’nin “Ya gelin bir de (meşhur) Ordu Tostu’nu deneyin.” söylemine karşı koyamayıp daha önceden de aklımda olan mekana, Teras Cafe‘ye gittik; tostumuzu söyledik.

Görüntü beklediğim gibiydi: Heyecanlandırıcı. Tadı ise düşündüğümden de iyiydi. Özge’ye o kadar laf ettik, günahını aldık. Ama değdi. Tost, verilen 7 TL’yi sonuna kadar hakediyordu.

Kasada servis edilen tostumuz geldi. Tostu keseceklerini öngöremedim. Şu anki aklım olsa tost ekmeğini kestirmezdim. Olur da siz gidersiniz söyleyin kesmesinler ekmeği, bozmasınlar büyüyü.
Tost ekmeği (kare şekilde) fırında özel olarak yaptırılıyor.
Ekmeğin içi ise yine fırında özel olarak yaptırılan sucuk ezmesi ve kaşar ile hiç boş yer kalmayacak şekilde tıka basa dolduruluyor.

~

Eh yemeği yedikten sonra sıra her zamanki gibi tatlıya gelmişti. Şöyle menüde ne var ne yok diye göz atarken “Kızartılmış Dondurma”ya denk geldim. Daha önce Trabzon’daki nice kafenin menüsünde gördüğüm bu dondurmayı yapana henüz rastlamamıştım. Menüde sadece –dostlar alışverişte görsün misali– yer alıyordu; yapılmıyordu.

Teras Cafe’de ise şansımız yaver gitti, yapıyorlarmış.

Sunum olarak fena durmasa da lezzet olarak açıkçası beklediğim gibi çıkmadı.
Dondurma yuvarlaklaştırılıp, yağda kızartılmış galetayla sarılıp sarmalanıyor. Daha önce deneme fırsatım olmadığından karşılaştırma da yapamıyorum iyi miydi yoksa kötü müydü diye. Lakin çok da beklediğim gibi/lezzetli değildi. Eh işte.
Bu arada Teras Cafe de pek güzel bir yerdi. Ordulular için sürekli uğrak yeri olabilecek bir yer. Deniz manzarasına sahip, iç mekanı gayet güzel/sade düzenlenmiş bir kafe/restoran. İçeride çalan müzikleri de pek güzeldi.

~

Yemeklerimizi yedikten sonra yapılacak çok da bir şey kalmamıştı. Havanın kararmasıyla birlikte hazırlanıp yola çıktık. Ordu’ya uğranınca yapılması gereken bir diğer ritüel olan “Sagra’ya uğra!“yı da yaptık ancak o da hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Beyaz paketlerde satılan gofretlerden eser yoktu; kalmamış.

Boynumuz bükük bir şekilde tekrar arabaya binip Trabzon’a doğru usul usul döndük.

Murat Eray KORKMAZ

Yer içer, gezer tozar, okur yazar. Biriktirir. #kitapmeraki #saatmeraki #kalemmeraki.

2 Replies to “Düğün Yemeği

  1. Tostu yanlış yerde yemişsiniz.Şehir merkezinde minik tostcular vardır orda yemeliydiniz.Ayrıca meşhur pideyi tatmalıydınız.Ayrıca dediğiniz çikolata sadece şehir merkezinde Sağra Special ismiyle özel butiklerde satılmakta.SaGra fabrikası sizin aradığınız sağrayı satmıyor malesef.Ve çikolataları çok iyi değildir.Ordu’da en meşhur tatlı grubu,fırın sütlaçdır.Tekrar yolunuz düşerse Ordu simidinide,Ufuk gazozla deneyin yada Boztepe ayranıyla..

    1. Osman Bey güzel tavsiyeleriniz için öncelikle çok teşekkürler; detaylarını da bekliyorum.

      Nokta atışı bir tostcu tavsiyeniz var mı? Gidip kötü bir yerde yiyip ağzımızın tadını bozmayalım. Önerebileceğiniz bir yer varsa sevinirim/ilk fırsatta denemek isterim. Sonradan gittiğim seferlerde pideyi iki farklı yerde yedim. Biri Bolaman’da sahilde diğerini de Ordu Merkez’de “Dıgı’nın Yeri”nde. Bunlar dışında tavsiyeler de açığım. Ordu simidi+ufuk gazozu zaten efsanedir, denenmemiş olmasını düşünemiyorum bile 🙂 Fırın sütlacı ise bu şekilde duymamıştım. Tavsiyeni varsa onu da bizzat yerinde denemek isterim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir